Ana içeriğe atla

Kayıtlar

eski çocuk oyunları etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

MEGEP ( MesLeki Egitim ve ÖgRetim sisteminin GüçLendiRiLmesi ProJesi)'den faydaLı bir çaLışma...

" Çocuk Gelişimi ve Eğitimi " başLığı aLtında oLdukça faydaLı dökümanlar, modüLLer paylaşılmış. SözgeLimi ; müzik etkinlikleri, müzik albümü, oyun albümü, drama çaLışmaları, dRama uyguLamaLarı vb... dökümanLara aLttaki Linkten uLaşabiLirsiniz. http://www.megep.meb.gov.tr/modulson/10/cocuk%20gelisimi/cocuk.htm dökümanlar pdf uzantıLıdır.

RTÜK'TEN çocuklara geleneksel çocuk oyunları

HAYDİ ÇOCUKLAR OYUNA Bezirganbaşı Hacı Yatmaz Pembe Nine Mendil Kapmaca Ben Çarşıya Gittim Sek Sek Yedi Kiremit Sekiz Kuyulu Taş Yattı Kalktı Uçak Cırtcak(9 Taş) Alaylar Sıçratan Top Topal Karga Yağ Satarım Bal Satarım Abu Damya Eski Minder Dönmece http://www.rtukcocuk.org.tr/oyunlar.php

Masa oyunları ve taşlı oyunlar

İki tür masa oyunu vardır: Taş hareketlerinin zar atmayla belirlendiği şans oyunları (bak. ZAR) ve taşların belli kurallara göre hareket ettirilmesiyle oynanan yetenek oyunları . En çok bilinen yetenek oyunları, satranç, dama ve dominodur. Yetenek oyunlarının çoğunda amaç, karşı oyuncunun taşlarını almak ya da taşları özel bir biçime göre düzenleyerek sayı kazanmaktır. " Dokuz Taş " iki kişi arasında oynanır. Her oyuncunun dokuz tane taşı bulunur. Bir kâğıda yukarıda görülen şekil çizildikten sonra, taşlarını sırayla bu şekil üzerine yerleştirirler. Yeni bir taş koyma ya da bir taşı hareket ettirme yoluyla, üç taşı aynı sıraya dizmeyi başaran oyuncu öbürünün bir taşını alır. Oyunculardan birinde iki taş kalınca oyun biter. " Dilmece " oyunu en çok dört kişi, kullanım sıklığına göre sayısal değeri belirlenmiş olan harflerle oynar. Çapraz bulmaca gibi karelere ayrılmış bir tablo üzerinde oynanır. Tabloda, çaprazlama yerleştirilmiş renkli karelerin de ayrı değer

Sözcük oyunLarı

" Gezginin Masalları Oyunu "nda ilk oyuncu yanındakine "Duyduğuma göre A....'ya geziye gidiyormuşsun. Orada ne yapacaksın?" diye sorar. Yanındaki oyuncunun, sözcükleri "A" harfiyle başlayan bir yanıt vermesi gerekir. Örneğin, "Anneme çiçek alacağım" gibi. Bundan sonra ikinci oyuncu, üçüncüye aynı soruyu "B" ile başlayan bir yer söyleyerek sorar ve oyun böylece sürer. "Ünlüler Oyunu"nda, oyunu yöneten bir harf söyler. Amaç, o harfle başlayan bilim adamı, devlet adamı, sanatçı, sporcu gibi ünlü kişilerin adlarını sıralamaktır. Örneğin "A" ile başlayan Atatürk, Aristo, Andersen, Arşimed gibi. En çok ad yazan oyunu kazanır. " Hece Oyunu "nda ilk oyuncu bir sözcük söyler. Yanındaki bu sözcüğün son hecesiyle başlayan yeni bir sözcük türetir. Örneğin "reklam"dan sonra "lamba". Bundan sonraki oyuncu "başak" dedikten sonra, yanındaki oyuncunun "şak" hecesiyle başlayan

Kâğıt ve kalem oyunları

" SOS ", kâğıt kalemle oynanan en basit oyunlardan biridir. İki oyuncuyla oynanır. Kâğıda karşılıklı dört çizgi çizilir ve ilk oyuncu karelerden birine bir "artı", öbürü ise başka bir kareye bir "sıfır" koyar. Oyun böylece sürer ve oyuncular dikey, yatay ya da çapraz sırada üç artı ya da üç sıfır elde etmeye çalışırlar. Amiral Battı İki oyuncuyla oynanır. İki oyuncu da kağıtlarına iki büyük kare çizer. Bunları enine ve boyuna 10'ar çizgiyle 100 kareye bölerler. Küçük kareleri tanımlamak amacıyla, büyük karelerin üst tarafına A'dan başlayarak harfler, sol kenarın da 1'den 10'a kadar rakamlar yazılır. Büyük karelerden biri oyuncunun kendi savaş alanı, diğeri rakibinin savaş alanıdır. Her oyuncu kendi savaş alanının kareleri içine gemilerini yerleştirir: Bir adet Amiral (XXXX ile gösterilir), iki adet Kruvazör (XXX ile gösterilir), üç adet Muhrip (XX ile gösterilir) ve dört adet Denizaltı (X ile gösterilir). Oyunculardan biri, elindeki bo

Çağrışım Oyunları

Bu oyunda oyunculardan biri aklına ilk gelen sözcüğü (örneğin, deniz) söyler. Sonraki oyuncu bu sözcüğün çağrıştırdığı bir başka sözcüğü söyler (örneğin, balık). Oyun bu şekilde birbirini çağrıştıran sözcüklerle sürer ve böylece bir sözcükler zinciri oluşur. İlgisiz sözcük söyleyen kişi oyun dışı kalır. Her oyuncu üçer sözcük söyledikten sonra oyun durur ve zincirin hiçbir halkasını atlamadan geriye doğru, yeniden "deniz" sözcüğüne ulaşmaya çalışılır. * Bellek Oyunu *nda, içinde 20 değişik nesne bulunan bir tepsi, herkese bir dakika süreyle gösterilir. Seçilen nesnelerin kolay akılda kalacak türden olmamasına dikkat edilir. Tepsi ortadan kaldırıldıktan sonra, her oyuncu aklında kalan nesnelerin adlarını yazar. Nesnelerin çoğunu hatırlayan kişi oyunu kazanır. * Tadını Anlama * oyununda, yarım düzine kadar bardak değişik içeceklerle doldurulur. Oyuncuların gözleri bağlanır ve yalnızca tadına bakarak bardaklardaki içeceklerin ne olduğunu anlamaları istenir. * Ne Kokuyor?*

Bellek oyunları

* Teyzem Çarşıya Gitti * oyununda ilk oyuncu "Teyzem çarşıya gitti ve... (A harfi ile başlayan bir nesne) aldı" der. İkinci oyuncu bu cümleyi tekrarlayıp, A harfi ile başlayan yeni bir nesnenin adını söyler. Oyuncuların "Teyzem çarşıya gitti ve bir ananas, bir atkı, bir ayakkabı, bir anahtar, ... aldı" gibi önceden söylenen nesneleri anımsaması ve her seferinde yeni bir nesne adı söylemesi gerekir. Sözcük bulamayan ya da geciken oyundan çıkar. * Babam Çin'den Geldi * oyununda, oyunu başlatan oyuncu *Babam Çin'den geldi*dedikten sonra, yanındaki "Ne getirdi?" diye sorar. Yanıt "Bisiklet"se, tüm oyuncular sözde pedal çevirmeye başlar. İkinci oyuncu da, "Babam Çin'den geldi" der ve "Ne getirdi?" sorusuna, örneğin "Yelpaze" yanıtı verdikten sonra, oyuncular pedal çevirmeyi sürdürürken, bir yandan da yelpazelenmeye başlar. Oyun bunun gibi, hareketle anlatılabilecek yanıtlarla sürer.

Simit Oyunu :

Simit Oyunu : Sayısız kişi tarafından oynanır. Biri öbe olur ve cizilen daire içine girer diğerleride dairenin etrafında kaçmaya hazır bir vaziyettee bekler.Öbekendi kendine oyunu başlatır. daireden cıktıgında solugunun yettigi kadar Sssssiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiimmmmmmmmmmmmiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiitttttttttttttttttttttttttt diye bagırarar taki bir kerede söylenen bu soluksuz kelime bitene kadar birisini öbeleyemezse ve yarıda keserse tekrar daire içine girene kadar hızla koşması lazım yoksa diger oyunculardan tekme tokat yiyecektir. Gönderen : KURTTTT

MüzikLi oyunLar

Müzikli oyunlar, müzik eşliğinde oynanır. * Paketi Geçir * oyunu, ödülle sonuçlanan bir oyundur. Ödül olarak belirlenen bir nesne kâğıtla birkaç kat sarılır. Oyuncular bir halka oluşturacak biçimde otururlar ve müzik çalarken paketi birbirlerine geçirirler. Müzik durduğu anda elinde paket kalan oyuncu onu açmaya başlar, ama müzik yeniden başlar başlamaz paketi diğerine geçirir. Paketin en son katını açan oyuncu oyunu kazanır ve ödülü alır. * Müzikli Sandalyeler Oyunu *nda, sandalyeler halka oluşturacak biçimde sırt sırta dizilir. Sandalyelerin sayısı oyuncuların sayısından her zaman bir eksiktir. Oyuncular müzik çalarken sandalyelerin çevresinde müziğin ritmine uyarak yürürler. Müzik durunca en yakın sandalyeye otururlar. Açıkta kalan oyundan çıkar ve her duruştan sonra da bir sandalye eksiltilir. Böylece sonunda bir sandalyenin çevresinde dönen iki oyuncu kalır. Sandalyeyi kapan kazanır. Küçük çocukların oynadığı * Müzikle Zıplama Oyunu *nda, oyuncular müzik çalarken zıplarlar. Mü

Ev içi oyunları

Nesi Var Ev içi oyunları çoğunlukla bir halka oluşturarak oynanır. "Nesi var?" oyununda bir kişi ebe seçildikten sonra, diğerleri birlikte bir nesne ya da kişi belirlerler. Ebe her çocuğa sırayla "Nesi var?" diye sorarak, aldığı dolaylı yanıtlarla belirlenmiş nesnenin ne olduğunu anlamaya çalışır. Bir bilgisayarın nesne olarak belirlendiğini varsayalım: - Nesi var? - Camı var. - Nesi var? - Yazısı var. Ebe kimin yanıtı üzerine tutulan nesneyi bilirse, o ebe olur ve oyun böyle devam eder. Ebenin daha önceden saptanan sayıda soru sormasına karşın nesneyi bilememesi durumunda, ebeliği sürer. " Körebe " oyunu, 10-12 çocukla oynanır. Önce ebe belirlenir ve ebenin gözleri bir bezle bağlanır. Oyun adını, ebenin gözlerinin bağlanmasından alır. Ebe ortada kalacak biçimde oyuncular bir halka oluştururlar. Türkü söyler dönerizBil bakalım biz kimizElindeki değnekleGöster bizi körebe Sözlerini yinelerken halkayı bozmadan el çırparak ebenin çevresinde döne

Diğer açık hava oyunları

Bilye oyunu En eski çocuk oyunlarından biridir. Bilye denen küçük, sert küre biçimindetoplarla oynanır. Roma İmparatoru Augustus Caesar'ın da çocukluğunda bilye oynadığı bilinmektedir. Eskiden yuvarlak çakıllar ya da meyve çekirdekleri bilye olarak kullanılırken, 18. yüzyılda mermer bilyeler yapıldı. Bilye oyunlarının adı ve kuralları oynandığı ülkeye göre değişiklik gösterir. Türkiye'de renkli cam bilyelere "misket" denir. En çok oynanan bilye oyunları ise "tumba", "kuyu" ve "Üçgen"dir. Bilye oyunlarında ortak nokta, bilyeyi yuvarlayarak başka bir bilyeye çarptırmak ve onu kazanmaktır. Bilye, kıvrılan işaret parmağının içine oturtulur ve başparmakla itilerek atılır. "Kaptan Oyunu"nda, bilyeler yerde açılan belirli sayıda çukura önceden saptanmış bir sıraya göre sokulmaya çalışılır. Bunu başaran oyuncu, rakibinin bilyesine atış yapma hakkı kazanır. Seksek Seksek oyununda yere kare ve diktörtkenler çizilir kareler ve diktö

Topla oynanan oyunlar

Yakan Top Yakan top oyunu en az 4 kişiyle oynanır.Oyuncular ya sayışarak ya da eşleşerek iki eşit sayıda grup oluştururlar. Sonra yazı tura atarak ilk kim bir olacak onu belirtirler.ondan sonra birinci çıkan grup ortaya geçer.Ondansonra diğer grup ortadaki grubu vurmaya çalışır.Eğer atılan top birine gelirse o kişi oyun dışına çıkar.Eğer top atılınca yukarıdan gelen topu havada tutunca 1 tane can almış oluyorsun.Eğergruptaki herkes vurulursa diğer grup ortaya geçiyor.Ve bu seferde diğer grup onları vuruyor. İstop İstop'ta oyuncular bir daire oluşturur. Oyunu başlatmak için oyunculardan biri ebe olur. Ebe, oyunculardan birinin adını söyleyerek topu havaya atar. Top yere düşerken, adı söylenen oyuncu topu havada yakalarsa, başka birinin adını söyleyerek topu yeniden havaya atar. Topu havada tutamayan oyuncu, topu yerden eline aldığında "İstop!" diye bağırır. Kaçışan oyuncular "İstop" dendiği anda oldukları yerde durmak zorundadır. Bu durumda ebe, duran oyun

kovaLamaca oyunLarı

Saklambaç Saklambaç en az 4 kişiyle oynanır.Oyuncular aralarında sayışarak veya parmak tutuşarak bir ebe bir tane duvara önünü dönerek sayar. Ebe en az 50 ye kadar dışından sayar. Bu sırada diğer oyuncularda ebe sayana kadar farklı veya aynı yerlere saklanırlar. Ebe dışından saymayı bitirince oldu diye bağırır ve gözünü açar. Ve diğer oyuncuları bulmaya çalışır.Diğer oyuncular ise ebe kalenin başından ayrıldığını görünce ebenin saydığı yere sobe diyerek ebeler.Ebeliyen kişiler ebe olmaz. Ondan sonra ebe diğerlerini bulmaya çalışır. Eğer ebe bir kişiyi görüpte onun adını yanlış söylerse diğer oyuncular saklandığı yerden çıkar ve çanakk çömlek patladı diye bağırırlar. Ve ebe olan kişi yeniden ebe olur. Bu oyunu oynarsanız eğer akşam oynamayı tercih edin... Köşe kapmaca Genellikle sokakta oynanır. Çünkü sokaklar, oyuncuların kendilerine köşe olarak tutmaları gereken bina kapıları, iki ağaç ya da pencere arası gibi yerler açısından daha zengindir. "Köşe

SakLambaç

Saklambaç en az 4 kişiyle oynanır.Oyuncular aralarında sayışarak veya parmak tutuşarak bir ebe bir tane duvara önünü dönerek sayar. Ebe en az 50 ye kadar dışından sayar. Bu sırada diğer oyuncularda ebe sayana kadar farklı veya aynı yerlere saklanırlar. Ebe dışından saymayı bitirince oldu diye bağırır ve gözünü açar. Ve diğer oyuncuları bulmaya çalışır.Diğer oyuncular ise ebe kalenin başından ayrıldığını görünce ebenin saydığı yere sobe diyerek ebeler.Ebeliyen kişiler ebe olmaz. Ondan sonra ebe diğerlerini bulmaya çalışır. Eğer ebe bir kişiyi görüpte onun adını yanlış söylerse diğer oyuncular saklandığı yerden çıkar ve çanakk çömlek patladı diye bağırırlar. Ve ebe olan kişi yeniden ebe olur. Bu oyunu oynarsanız eğer akşam oynamayı tercih edin...

yerden yüksek oyunu

  yerden yüksek oyunu : kaldırımlı yollarda oynanır,  oyuncular ebeyi çıldırtacak gibi kaldırımdan iner diğer kaldırıma çıkarlar  etrafında fır dönerler, ebe hiçbirini ebelemeiyi beceremez. kaldırıma çıkınca "yerden yükseeeekkkk" dersin  artık ebelese de fark etmez mühim olan kaldırımın altındayken ebelemektir... oyuncular asla kaldırımdan inmeden durmazlar oysa öyle bir kanun yok ama zırt pırt inip ebeyi çıldırtırlar, bir şehir ara sokak oyunu işte.... :)) gönderen: Alp Arslan Çakıcı

yüzük kimde oyunu

yüzük kimde oyunu: Kızlar tarafından oynanır. Ebenin avucunun içinde bir yüzük olur. Diğer oyuncular sırayla dizilmiş olarak oturmaktadırlar. Oturanlar iki ellerini avuçiçleri birbirine bakacak şekilde birleştirir. Ebe iki avucu arasında gizlediği yüzüğü diğerlerinin avuçlarının arasında sırayla dolaştırırken birine gizlice bırakıverir. Oyunda amaç yüzüğün kimde olduğunu bulmaktır. Ebe yüzüğü sakladıktan sonra eline havlu veya eşarp gibi bir şeyden yapılmış bir sopa alır. (Sopa haline getirmek için havlu önce ikiye katlanır. sonra ip büker gibi bükülerek sertleştirilir.) Ebe oyunculardan istediğine yüzük kimde diye sorar. Bilen ebe olur. Bilemeyene bu 'sopayla' vurur. Bir de bizim evcilik oyunu bağlamında bebeklere gazete kağıdından elbise dikme seanslarımız vardı ki tadı ençok damağımda kalan oyun budur. Çünkü bu elbiseler model model olurdu. Her çocuk yaratıcılığını konuştururdu. yazan:nicomedian

Bisikletli saklambaç

Bisikletli saklambaç: Yazlık sitelerde 2 bisiklet ve kızlı erkekli çok kalabalık gruplarla sadece geceleri oynanır. Gelişmiş versiyonunda ebeler fener de kullanabilir. Oynama alanı, site içindeki önceden belirlenmiş sokaklar üzerindeki bütün alandır. Genellikle ağaçlık ve ormanlık alanlar oyun dışında bırakılır. Ebeler (2 kişi) bisiklet üstünde bütün grubu ararlar ve bisikletten inmeleri yasaktır. Saklanan kişiler saklanacakları yerlere toplu olarak gitmek ve önceden belirlenen bir mesafeden (10 metre gibi) daha fazla ayrılmamak zorundadır. Bütün ara sokaklar, inşaatlar, bahçeler, ağaç tepeleri saklanılabilen yerlerdir. Grup içinden görülen (ve belli bir mesafeye kadar yaklaşılan) ilk 2 kişi bir sonraki oyunda ebe olur. Oyun genellikle muhabbet ederek hafif saklanarak yürünürken uzakta ebelerin görünmesi ile ilk kuytuya sığınma şeklinde gelişir. Çocukluk yaşlarında ebe olmak muhabbete uzak kalmak anlamına geldiği

Duvardan Duvara:

Duvardan Duvara: Bornova 9 Eylül İlkokulu'nun bahçesinde, okulun arka tarafından önüne geçmeyi sağlayan küçük sokağın kapatılması sonucu binanın yanında oluşan çok dar kaldırımlı karşılıklı duvarlarda oynanan bir oyundur. Bu iki duvarın ortasında durularak birkaç kez tekrarlanan 'Duvardan duvara oynayanlaar elime mum diksin' nağmelerinden sonra yeterli sayıda kişinin toplandığına kanaat getirilince avuç kapatılır ve oyunun başladığı ilan edilir. Herkes kendini bir duvara atar, son kalan ebe olur. Amaç ebe size değmeden karşı duvara geçmenizdir. Karşı kaldırımın üstünde olduğunuzda dokunulmazsınız. Ebenin amacı ise birine değip: - Ebelik sende! diyerek bu zevksiz konumdan kurtulmaktır. Karşı duvara kendinizi atarken Ebe ile dalga geçmek, Tarzan naraları atmak, geçecekmiş gibi yapıp geçmemek adettendir. Ebenin motivasyonu oyunda önemli bir rol oynar, sizi laf olsun diye kovalamaya

çelme kırmaca:

çelme kırmaca: camide (ya da halı zeminli başka bir yerde), en az 2 kişi ile oynanır. oyunun bir adet ebesi (aslında ebe demezdik buna..zaten ebe olmanın mantığına aykırı olarak, ebe olmak bir başarıdır) vardır. ebe kaçar, onun dışındaki iştirakçiler ebenin ayağına çelme kırarak onu düşürmeye çalışırlar. çelme kırmaktan başka bir şekilde düşürmeye çalışmak yasaktır. ebeyi düşürmeyi başaran yeni ebe olur. yazan: efaruk

Eski Çocuk Oyunları *Hakan Uygun*

Bir dönemler bizim mahalledeki "gençler", "kız oyunu" diye bilinen lastik ve sek sek ile de hayli ilgilenmiştik. Yoğurtçular, şerbetçiler (bunu attım galiba) vb enteresan kategorileri vardır lastiğin, bilen bilir… Tabii ki futbol topu her Türk genci gibi bizim de bolca zamanımızı kaplardı. İddialı maçlarda çift kaplı top kullanırdı -ki çocuk oyunu olmadığını oynayanlar bilir-. Orta-gol, sayımızın yetmediği ya da dar alanda hızla bir şeyler yapmak istediğimizde başvurduğumuz oyundu; başka mahallelerde de oynanmış mıdır bilemem. Alman kale'yi bilmiyorum, biz Japon kale oynardık… Ama şimdinin TV kanalları ve gazetelerine göre son derece geniş bir spor yelpazemiz vardı, belirtmeden geçemeyeceğim. Sokağı enlemesine geçen bir ağ (=ip) gerip voleybol oynamak ya da civarın ustalarına yaptırılan potalara basket atmak da listemizde yer alıyor. Olimpisttik yahu! Çocuk oyunlarının ilginç bir sosyal olgu olduğunu düşünürüm. Yan yana sokaklarda farklı kurallar ile oynanan bir