Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

Borç almaya alışan, emir almaya da alışır!

4.Murat durmadan çevredeki küçük ülkelere borç verirmiş.. Dayanamamış Vezir, birgün Padişaha; - " Yüce padişahım, biz bu ülkelere niye durmadan para veriyoruz ki! "  demiş... 4.Murat'da; - " Borç almaya alışan, emir almaya da alışır! " demiş... miş de miş miş ! +-+-+-+-+ Borçlu Erik çiçek açmış da bahçenin kıyısında  Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan  Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde  O baharlım laklakını durup dinlememişsen  Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden  Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine  Akasya mor akasya ak akasya sarı sarı sarkmış da bahar mavilerinden  Yaşamak ne güzel şey diye ağlamamışsan  Çocuklar birdirbir oynuyorlar da çöplük arsada  Dikilip yanıbaşlarına göğüs geçirmemişsen  Yanından geçip gitmiş de çilekçinin arabası  Kaçtan veriyorsun hemşerim diye yutkunmamışsan  İskelenin tepesinden türkü döken gurbetçi gence  Varolasın koçum benim diye el sallamamışsan  Bahar dalı gömleğiyle utangaç bir uçurtma
Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov Antonio Machado der ki: "Tapıyorum güzelliğe," ama süsü sevmez, ya da dediği gibi, "şakıyan kuşlar, şakır yalnızca." Yapay okula ait değildir, sesle yankıyı ayırır, şiirini, akan nehirde değil, kalp kayasından çıkan ırmağın kaynağında bulur. Özyaşamöyküsünde sorar: "Bir klasikçi miyim yoksa coşumcu mu? Bilmiyorum." Doğruya, doğala, en saf, en derin dışavurumla göz diker. Der ki: "Yankılar dursun, sesler başlasın!" Elvitodella

Çeşitleme 2

hikâye yazmaca !

  ve o gün başladım bu hikayeyi yazmaya... hatırlıyorum, dün gibiydi; düne ait tüm tasvirleri içeren metalik gri bir gökyüzü vardı. Bunlar bulut muydu, yoksa ben mi o bulutları oraya çizmiştim, orası meçhul... Beynimin içinde derin bir kuşku; bir intihar kuşkusu ve paradoksal bir hâl olarak müthiş bir yaşam coşkusu... ( ... ) intihar : tek başına, yani bu en yalın ve kelime olarak 7 harfli haliyle bile yaptığı çağrışımlarla derin ve uzun bir hikaye zaten! ( ... ) ... ve o gün koydum bu hikayenin adını : intihar günlükleri... ( ... ) .... sıradan bir günün sıradan yakarışlarıydı içimde duyduğum o garip sesler. oysa sıradan olmanın soylu tadını biliyordum. ama bildiğim bir diğer şey, bilmenin hiçbir meseleyi çözmek için yetmediğiydi, tıpkı sevmek gibi... fiziksel bir acı daha dayanılır bir şey dedim kendi kendime ve başladım kendimce acımı tarif etmeye. be ademoğlu tarif etmenin tahrip etmek gibi sonuçlarından da mı bi habersin sen. ne me lazım dedim seslice. yanımda

bLok fLüt: tutuş, notalar, nefes kontRoLü

1. Blok flüt çeşitleri nelerdir? 2. Blok flütte nasıl nota basılır? 3. Blok flütler müzik dersleri dışında kullanılır mı? 4. Blok flütte hangi nota nasıl basılır? 5. İyi blok flüt çalmak için hangi egzersizleri yapmalıyız? 6. Blok flüt çalarken nefesimizi nasıl kontrol etmeliyiz? 7. İlkokulda müziğe neden blok flütle başlanır? 8. Blok flüt nasıl temizlenmeli? 9. Hangi malzemeden yapılan blok flütler daha iyi ses verir? 10. Blok flüt hangi parçalardan oluşur?   hazırLayan ve payLaşanLarın eLLerine sağLık...

Çeşitleme

KÜÇÜK GOOGLE..

http://www.kucukgoogle.com/

bÜYÜK AŞKLAR KAVGA İLE BAŞLAR.mİSAL

BİRGÜN ANLARSIN

Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarındaNe çarşaf halden anlar ne yastık.Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.Onun unutamadığın hayali,Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,Vurursun başını soğuk taş duvarlara.Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.Duyarsın,Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.Niçin yaratıldığını.Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.Dolar gözlerin, için burkulur.Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.Sevilen gözlerin erişilmezliğini.O hiç beklenmeyen saat g

DOSTLaRIM

Dudaklarım kurudu aşk ateşiyle, Bir damla su verecek o pınar nerede? gözlerim bir noktada dalgın soruyor Yıllardır dost bildiğim sevgilim nerede? Benim en iyi dostum içkim sıgaram Onlarda terkederdi olmasa param, Canım kadar yakınım el oldu şimdi Dünyada dost denilen kelime yalan Her akşam efkar basar garip gönlümü İçerken kadehleri kırasım gelir Suskun dudaklarımda sessiz bir şarkı Ah ettikçe içimden bir alev gelir Nerde bana sevgiyle uzanan eller? Nerde bana söylenen o tatlı sözler Büsbütün inançlarım yıkıldı bir bir Bomboş kaldı dostluğa uzanan eller Benim en iyi dostum içkim sıgaram Onlarda terkederdi olmasa param Canım kadar yakınım el oldu şimdi Dünyada dost denilen kelime yalan

can yüceL'in maL beyanı...

bu aLttaki yazı ve yorumLarı şuradan olduğu gibi aLdım. harikaydılar çünkü... İşte Can Baba ’nın mal beyanından önemli kalemler: BİR: Avşa Adası'nda üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen. İKİ: Gökyüzünde bi bulut. ÜÇ: Bitlis’te beş minare. DÖRT: Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili. BEŞ: Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı. ALTI: Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü. YEDİ: Palandöken’de bir palan, iki döken. SEKİZ: Kastamonu’da üç kasto. DOKUZ: Biri İngilizce 6 adet küfür. ON: Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht. ON BİR: Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bir ömür. Şiiri okuduğum yerde birde yorum vardı.Çok çarpıcı geldi.Onuda eklemeden geçemeyeceğim... "İnsanın mal varlığı mı olur? İnsanın varlığı...mal olur yoksa,dikkat" Aslında bu beyan için çok farklı yorumlar var.İzninizle onları da paylaşmak istiyorum...Beyanın önemli kalemleri olarak alınanlardı...oysa tam

craftofpiano.com

http://craftofpiano.com/

Kanon Nedir, Nasıl YapıLır ?

Kanon Nedir? Kanon, bir ezginin belirli zaman aralıkları ile ayrı partiler tarafından sıkı taklit yöntemi ile seslendirildiği bir eser türüdür. Yunancadan gelen kanon sözcüğü kanun, kural anlamına gelmektedir. 14. yüzyıl müziğinde İtalyan ve Fransız besteciler tarafından sık sık kullanılan CACCİA (Kaccia) adını alan kanon 15. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar FUGA(kaçış) sözcüğü ile adlandırılmıştır. 15. yüzyılın sonları ve 16. yüzyılın başlarından kanon özellikle Fransız Felemenk Okulu bestecilerince en gelişmiş çağına ulaşmıştır. Kanonda önce başlayan partiye ÖNCÜ denir. Öncüye cevap veren partiyede ARTÇI denir. Kanon türleri artçının giriş özelliklerine göre adlandırılır.Sekizlide kanon, iki ölçü arayla kanon vs. gibi. Kanonlar eşliksiz, eşlikli olabilecekleri gibi yapı özelliklerine göre çenber ve sürekli kanonda olabilirler. Kanon Nasıl Okunur: Kanonun kaç sesli olduğu melodinin üzerine yazılan harf veya sayılardan anlaşılır. Kanon icrasında önce bir parti başlar. O parti (

Hande Dalkılıç-piyanist

Hande Dalkılıç klasik besteciler kadar modern bestecileri de ustalıkla yorumlamasıyla göze çarpan bir piyanisttir. Genç yaşına rağmen çağdaş Türk bestecilerin tanıtımına yönelik öncü çalışmaları dikkat çekmekte, dinamik stili ve virtüozitesi dünyanın birçok yerinde aranan bir piyanist olmasını sağlamaktadır. Hande Dalkılıç genç kuşak piyanistler arasında Türk piyano mirasını koruyan ve zenginleştiren bir sanatçı olarak tanınmaktadır. english biyografi diskografi

Üzünçlü Anılar

Sarmaladığımda beyaz tenini senin mavi sarmaşıklar ve ten rengi gül ile; Doğurgan çayır ve gölgeli ormanda ise bin muhabbet şakıdığında sen; Çaldığında kır flavtası benim için söylemek için hayret verici yüzünün şarkısını; Mutluluk veren kulübemizde nasıldı; senin adınla çağrılırdım ben, benimkiyle sen; Dahası... Yo yeter bu kadar sevgili Klori, istemem söz edeyim daha büyük zevklerden, inciten anıyı haykırmaya niyetim yok madem ki. Diyecektim ki sana yalnız, tam şu anda ben geçen tüm o yaşamı hatırladım bi', bilmiyorum nasıl ölmeyeceğim bu işkenceden. Manuel Martinez de Navarrete Saygıyla Elvitodella

Fasıl Müziği-Dini Müzik ve Mehter Müziği

FASIL Müziği Aynı makamda bestelenmiş eserlerin, belli bir düzene göre sıralanarak yapılan dinletisidir.Tam bir Fasılda, hem ses ve hem de saz eserleri yer alır. Fasıl oluşturulurken eserlerin aynı makamda olması temel alınır ve tür ile şekillerine göre de belli bir sıralama yapılır. Bir makama ait fasılın oluşabilmesi için genellikle iki “Beste” ve iki “Semâî” bestelenmiş olmalıdır. Bunlar sözlü eserlerdir.Besteler “Murabba” ya da “Nakış” formundadır. Bir “Gazel”in iki beyiti üzerine bestelenen Murabba'lar “Terennüm”lü ya da “Terennüm”süz olabilir. Eserlerin güftesini oluşturan şiirin dizeleri dışında, usûle uygun, “ten, tenen, tenenen, ten nen ni” v.b. gibi anlamsız ya da “canım, ömrüm” v.b. gibi anlamlı sözcüklerle oluşturulan ezgilere “Terennüm” denir.Şiirin 1.,2. ve 4. dizeleri aynı ezgiye bağlanmıştır. 3. dizenin ezgisi ise farklıdır ve “Miyan Hâne” adını taşıyan bu bölümde, genellikle makam geçkisi ya da genişlemesi yapılır.Terennümlü Murabba'larda her dizeden sonra tere

En yüksek ses hangisidir?

Ses in seviyesini ölçmede kullanılan birim Desibel ’dir ve kısaca dB olarak yazılır. İnsan kulağı inanılmaz şekilde hassas olduğundan bu dB ölçüsü de biraz tuhaftır. Kulağımız en hafif bir yaprak hışırtısından, jet motorunun yüksek sesine kadar her şeyi işitebilir. Halbuki jet motorunun sesi insanın işitebileceği yumuşak bir fısıldamadan bir trilyon kat daha fazladır. İnsan kulağı aralarında bir dB fark olan sesleri bile ayırt edebilir. Desibel seviyesi matematik dilinde “ eksponenşıl ” denilen şekilde (aynen deprem ölçüsü ‘ rihter ’de de olduğu gibi) katlanarak artar. İnsan kulağının işitebileceği en düşük ses seviyesi yani sessizlik O (sıfır) dB’dir. Bu seviyenin 10 kat fazlası 10 dB, 100 kat fazlası 20 dB, 1000 kat fazlası 30 dB’dir ve böyle artarak gider. Şimdi bazı seslerin seviyelerine bakalım. Sesin şiddet faktörü Ses seviyesi Sesin kaynağı (dB) 1.000.000.000.000.000.000 180 1.000.000.000.000.000 1.000.000.000.000 100.000.000.000 10.000.000.000

aŞkaRika-tür!

HeRŞeY EXTRA ve YENİ

HAYAT BÖYLE DAHA GÜZEL..ONLarDa GÜZel.. ori_jinal fotoğraftır..

Örnek OKS-SBS Deneme Sınav soruLarı ve cevapLarı...

doğuş yayın gRubuna ait ntvnsnbc 'nin eğitim bölümünde öğrenciler için faydalı çalışmalar gördüm ve paylaşmak istedim.   Buradaki sayfada bu yıL son kez yapılacak OKS sınavına yönelik örnek deneme sınav soru ve cevapları mevcut. ( 8. sınıfLar için) Buradaysa bu yıl ilk kez uyguLanacak oLan Seviye BeLiRLeme SınavLarına yönelik, örnek deneme sınav soru ve cevapları mevcut. (6. ve 7. sınıfLar için)

Yetti gari! :)

7-8 yıl evvelisi, hani bi garambol olduydu ya, gavırlar gıriz mi ney deyyolaa. Ortalık toz duman, gavır gaymaları 2’ye, 3’e gatlandıydı, ameleler işsiz galdıydı ya, hökümet de sizlere ömür... Baktık, sen çıktıydın ortaya. Biz de, ehali, hebimiz, boyludur, bosludur, guvvatlı, yeğit adamdır, eğri yörür düz gonuşur, bizi, bundan kelli, Allah gurtarır, he bu da Allah’ın ipine sarılır deyi oyları sene verdiydik. Sen de, Allah için, koşuvedin Amarıgaya, Avropaya. Yavı uzun etmeyin gari, siz isteyin ben yapim deyivedin, gaymaları alıvedin, he bebecanı da, bu işlere takip memırı gılıvedin. Gıbrısı verivedin, hakaratları görüvedin, he şuracıkta, Irak’ta milyonlarca insancık ölüvedi, gözlerini yumuvedin, he bi de bop mu, cop mu neyin, reisi oluvedin. Ehali de parala geliyo, ortalık düzeliyo sanıvedi, her şeyi satıvedin, paraların hebisini zengine, yandaşına, kardaşına, üçkaatçıya verivedin. Vekillerin, nazırların, gözlerimizin içine baga baga göşeleri dönü dönüvedi. Emme velakin, ehaliyi fa

çiz-eRek feLs-eFe...

eLvitodeLLa'ya...

Çin'de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki  ucuna astığı testilerle dereden su taşırmış evine.. Bu testilerden birinin yan kısmında çatlak varmış... Diğeri ise hiç kusursuz ve çatlaksızmış; ve her seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu suyun tümünü taşır, ulaştırırmış eve.. Ama her zaman boynunda taşıdığı testilerden çatlak olanı eve yarım; diğeri dolu olarak varırmış iki  sene her gün bu şekilde geçmiş. Adam her iki testiyi suyla doldururmuş ama evine vardığında sadece 1,5 testi su kalırmış... Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini mükemmel yaptığı için çok gururlanıyormuş. Fakat zavallı  çatlak olan kusurlu testi, çok utanıyormuş. Doldurulan suyun sadece  yarısını eve ulaştırabildiği için de çok üzülüyormuş. İki yılın sonunda bir gün, görevini yapamadığını düşünen çatlak  testi,ırmak kenarında adama şöyle demiş: 'Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, sular eve gidene kadar akıp gidiyor..' Adam gülümseyerek dönm

sağır duymaz uyduRuR? yanLış anLaşıLan şaRKı sözLeri...

Grup Gündoğarken “Ankara’dan Adil geldi,elde bir ayran tavası,Adem Baba beni çok severmiş…” Doğrusu neymiş ??? “Ankara’dan abim geldi,evde bir bayram havası, annem babam beni çok severmiş…” Bulutsuzluk Özlemi “İsviçrede hayat bayram olmadı yaaa…” Doğrusu neymiş ??? “Hiçbir kere hayat bayram olmadı ya da…” Teoman “Görümceler,görümceler…” Doğrusu neymiş ??? “Gönülçelen,gönülçelen…” “bir bankta kulesi ustunde” ya da “bir pasta püresi üstünde” Doğrusu Neymiş ??? “Bir bar taburesi üstünde” Tarkan “Sen üzümle gülüm,incir yee…” Doğrusu Neymiş ???”Sen üzülme,gülüm incinme…” Hülya Avşar “Yasemin,derdin ne??..” Doğrusu : “Yar senin derdin ne?..” Tarık “Zaten canim çıksın,yoksun yanımda…” Doğrusu Neymiş ???”Zaten canım sıkkın yoksun yanımda..” MFÖ “Mustafaaaa,yağmur var İstanbul’daaa…” Doğrusu Neymiş ???”Bu sabah yağmur var İstanbul’da..” Levent Yüksel “Dolmuşlaar havalandııı..” Doğrusu Neymiş ???”Son kuşlaar havalandı…”