Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

Vücudumuz ( Çocuk Şarkısı ) : aLtyapı / eşLik – nota - sözLer

İki elim iki kolum b acaklarım var  Her insanda bir burun b ir de ağız var  Sen hiç gördün mü ?  Üç kulaklı bir adam Ha ha ha ha ha  Olur mu hiç üç kulak ?  Dön de aynaya bak İki kulak iki yanak b ir de başım var Gözlerimde kirpiğim saçlarım da var  Sen hiç gördün mü ?  Üç kulaklı bir adam Ha ha ha ha ha  Olur mu hiç üç kulak ?  Dön de aynaya bak İki gözüm iki kaşım k irpiklerim var  İnci gibi dişlerim b ir de çenem var  Sen hiç gördün mü ?  Üç dudaklı bir adam. Ha ha ha ha ha  Olur mu hiç üç dudak  ?  Dön de aynaya bak Şarkı yukarıdaki notada her ne kadar Fa Majör yazıLmışsa da ben tonu do majör yaptım. Do majör aLtyapı  için buRaya tıkLayınız.

eLvi’to’deLLa’ya…

en deRin sevgiLerümLe :))

haydi biLiniz – tavşan – altyapı ve sözlü çocuk şarkısı

TAVŞAN / HAYDİ BİLİNİZ İki uzun kulağım bir fısıltıyı duyar Kekin güçlü dişlerim küçük bir kuyruğum var Ben havucu çok yerim, lahanayı severim Yokuşu hızlı çıkar inişi güç inerim Haydi haydi biliniz çok kolay bir adım var Bilemezseniz adımı darılırım çocuklar özeLLikLe anaokuLu çocukLarının ( 6 yaş gRubu ) çok sevdiği bir şarkıdır sözLü ve sözsüz ( eşLik-aLtyapı ) için buRaya tıkLamanız gerek, tarayıcım yok notayı tarayamadım, yazmaya da üşendim bu saatte…

Havada Bir Top Bulut Olsam - Melodika & Blok Flüt - eşLik ve nota

Şarkının eşLiğini ( mp3 )  buRadan indirebiLirsiniz. Kafama göre de bir intro yazdım.

Karga iLe Tilki / Nota / ALtyapı / masal / şarkı ve bazı değinmeLer…

Saip EGÜZ’ün aziz hâtırasına!… La Fontaine , tam adıyla Jean De La Fontaine,1621 ile 1695 yılları arasında yaşamış Fransız bir yazarıdır. Masalları dilden dile dolaşan bu ünlü yazar, uzun yıllar ormanlık bir bölgede yaşamış. La Fontaine'nin masallarında anlattığı hayvanlar onun için çok önemli olsa gerek... Masallarına konu olan hayvanlar, konuşuyorlar. Bu tür, hayvanların ağzından anlatılan masallara FABL adı verilir. Olaylar şiirsel bir dille anlatılır. Çok etkileyicidirler, öyle ki, sadece çocuklar değil büyükler de severek dinler bu masalları. Kurnaz tilkiler, kibirli arslanlar, çalışkan karıncılar ve bir dolu sevimli hayvancık La Fontaine'in masallarından bize seslenirler. Onların öykülerinden her zana kendimize uygun dersler çıkarabiliriz. En güzeli de bunu yaparken çok eğleniyor olmak. Fransız şâiri. Yazdığı fabl eserleri ile tanınmıştır. 1621’de Château Thierry’de doğdu. Varlıklı bir âilenin çocuğuydu. Paris’te kolejde okudu. Hukuk tahsili yaptı. Papaz yetiştiril

güzeL sanatLar

Frédéric Chopin – prelude in E minor (op.28 no. 4) ( mi minör prelüd )

sevdiğim, çok sevdiğim bir eser… öğrenciyken çaLıp hissetmiştim… yıLLar sonra üstadımız erkan oğur’da yorumLadı, bambaşka tınıLarLa… bLogda üstte sol tarafta yazıyor ya hani; " Bir müziği bir kereLiğine biLe bütün kaLbiyle dinLeyen birisi artık kötü bir insan oLamaz! " işte o bir müzik diye bahsediLenLerden biridir bu eser… bestecisine yani chopin ’e hayranLığımı söyLememe geRek var mı?! notasını arayanLar buRadan indirebiLir, dinLemek isteyenLer de şuRadan ( yorumLayan The Pianist filminde gerçekte piyanoLarı çaLan kişi, yani janusz oLejniczak ) ya da ben bir de erkan oğur üstadın yorumuyLa dinLemek istiyorum diyorsanız buyrun buRadan indirip dinLeyebiLir/uçabiLirsiniz… not: iLetiyi değiştirmek zorunda kaLdım zira PreLude in E minor(Op28No:4) yerine daLgınLıkLa PreLude in Db Majör oLan eserin mp3’ünü payLaşmışım. Özür diLiyorum. Kendimi affettirmek için de “ PreLude in Db Majör ”ün notaLarını ve müziğini de buRada payLaşmayı uygun gördüm. Ben bu eseri de s

Ağaçkakan enstrüman atöLyesi- seyRani cihan

Bugün bir dostumdan ve yaptığı işten bahsetmek istiyorum. Hafif “ deli ” ama, çokça da “ doLu ” bir adam seyRani ( cihan )… Komik bir adam ve tatlı bir ukalâlığı var. ( oysa bana derler ukalâ diye… ben Seyrani’nin yanında onun ancak çömezi olurum olsam olsam :) 1990’ların sonlarında kurduğumuz bir müzik topluluğunda ( Mavi ISLIK ) tanıştık kendisiyle… her ne kadar grup çoktan dağılmış olsa da biz görüşüyoruz ve bir daha da kopamadık, kopmayız da…  yukarıda verdiğim linkteki bilgiler güncel değil, evet … kardeşimLe birlikte yaptığımız o sitenin malesef şifresini vs unuttuk gitti. seyRani , i.T.Ü Devlet konservatuarı mezunu ve enstrüman yapımcısı. Hatta bir ara sağ olsun bana da bir iki kaval yaptı, hediye etti. Seyrani kurdukları AĞAÇKAKAN ENSTRÜMAN ATÖLYESİ ’nde keman, viyola, viyolonsel, üç telli ve dört telli klasik kemençe, kemane, rebap, dilsiz kaval ve bağlama yapıyor / onarıyor. İ.T.Ü. Devlet Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümü’nü bitirdi. ( 1999 ) İ.T.Ü. Devle

Dönüş

düz yollarda yan yürütüyor beni küskün ayaklarım bu ben miyim prangasız sokaklarda avare cebimde polisten kaçırdığım ilkbahar sonatı bağırdıkça sağırlaşıyor dilsiz evler bıkmadan çalıyorum kapıları seni soruyorum aldığım cevaplar hep sus işareti yuhalıyorum kafa kâğıdı erken eskimiş kulları bir ömür sonra hâlâ kırmızı ışıklarda hazır ol… Dönüş. Adil Okay.  25. Saat. Şiirler. Ütopya Yayınevi

magic moon(sihirli ay) - my biŞGen/suleyman duet

Müzik: Cahit BeRkay Gitar : my bişgen bLok fLüt: SüLeyman …. üstadımız cahit berkay ’a ait Magic Moon ( SihirLi Ay ) ezgisini ( sanırım 2006 yıLında ) bir koro çaLışması sıRasında kaydetmiştik. O çoktan mezun oLdu… Sonra  ne aradı, ne de sordu.  oLsun, İyi ki vaRsın süLeyman… unutmadan, belki siz de çaLmak istersiniz, buyrun notaLarı buRada …

Robert Schumann’dan genç müzisyenLere öğütLer!

1- Kulak eğitimine çok önem veriniz. Küçük yaslarda sesleri ve tonaliteleri tanımaya çalışınız. Bir kilise çanının, pencere caminin ve kus cıvıltılarının verdiği sesleri tanımaya çalışınız. 2- Gamlara ve öteki parmak alıştırmalarına sürekli çalışın. Ancak ileri yaslara kadar günde birkaç saatini teknik çalışmaya vererek böylelikle olgun bir icra gücüne ulaşacağını sananlar çoktur; bu durum, alfabeyi her gün biraz daha hızlı okumak için uğraşmaya benzer. Zamanınızı daha iyi kullanınız. 3- İyi sayınız. Nice virtüözlerin icrası, sarhoş bir adamın yürüyüşüne benzer. Onlardan olmayınız 4- Armoni kurallarını erken öğreniniz. 5- Müzik teorisi, şifreli bas, kontrpuan gibi şeylerden ürkmeyiniz. Onlarla dost olunuz. Karşılığında dostluk göreceksiniz. 6- Yarım yamalak çalışmayınız. Her zaman istekle çalışınız ve eserleri hiçbir zaman yarım bırakmayınız. 7- Ağırlaşmak ve acele etmek iki temel hatadır. 8- Kolay eserleri iyi ve güzel bir biçimde çalmaya çaba gösteriniz. Bu, güç bir eseri çal

Peter Goebels’in günümüz piyano eğitimi değerlendirmesi…

1- Pedagoji, çocuğun, çocukluğunu keşfetmiş olmasıdır. Piyano pedagojisi ise, bu akıma göre piyano programının kapsam ve içeriğini, çocukların kapasitesine, düzeyine ve ruhsal görüş açılarına göre ayarlamayı yapabilmektir. 2- Piyano dersi, yaşama ve çalma dersine dönüşmüştür. Öğrenciyi aktif olmaya çağırarak hafızasına seslenmektedir. 3- Kaynak olarak beş yüz yıllık bir gelişimi kapsamaktadır. 4- Derste öğretmen tarafından kulak eğitimi ve gelişimine yer verilmektedir. 5- Başlangıçtan itibaren iki el bağımsızdır. Ekoller doğrultusunda iki anahtar beraber çalınmaktadır. 6- Yaratıcılık, öğretmen tarafından daha çok kullanılmaktadır. 7- Seslerle araç ve oyun şeklinde uğraşılmakta, öğretmen, ne, nasıl gibi sorularla ruhsal ve enstrümantal olarak piyano da müzik yapılmasını sağlamaktadır.

veRonika hakLı mı yoksa ?!?

sevdiğim bir kitaptan ( Veronika Ölmek İstiyor / Paulo Coelho ) sevdiğim bir hikâye;… "Çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. Kuyunun suyunu kim içerse delirecektir. Ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. Yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden delirmezler. Tabii kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. Ancak polisler ve müfettişler de halkın içmiş olduğu suyu içmiş olduklarından kralın emirlerini saçma bulurlar, uygulamazlar. Ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. Umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki; gel biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman b